İstatistikler

All countries
704,241,673
Vaka
Updated on March 19, 2024 7:04 am
All countries
560,091,281
Hasta
Updated on March 19, 2024 7:04 am
All countries
7,006,177
Ölüm
Updated on March 19, 2024 7:04 am

COVID-19 Bilgilendirme

All countries
704,241,673
Toplam vaka
Updated on March 19, 2024 7:04 am
All countries
560,091,281
Hasta
Updated on March 19, 2024 7:04 am
All countries
7,006,177
Ölüm
Updated on March 19, 2024 7:04 am
spot_img

OBEZİTE (ŞİŞMANLIK)

Obezite, ciddi, yaygın ve tedavisi güç bir sağlık problemidir. Günümüzde en önemli sağlık sorunları arasında obezite birinci sırayı almaktadır. Obez veya aşırı kilolu kişiler, diabet, hipertansiyon, dislipidemi, yağlı karaciğer ve polikistik over sendromu gibi birçok tıbbi problem açısından risk taşımaktadır.

TEKNOLOJİK UYGULAMALAR

Teknolojik uygulamalar hakkında ayrıntılı bilgi alabilirsiniz.

SAĞLIK REHBERİ

Tüm Hastalıklar Hakkında Bilgi, Sağlık Makaleri, Doktora Sorulmuş Sorular ve Sağlık Ansiklopedisi İçin Tıklayın.

TEDAVİLER

Tüm tedaviler hakkında ayrıntılı bilgi alabilirsiniz.

DOKTORUNUZA SORUN

Sağlık sorunlarınız hakkında uzmanlarımızdan yardım alın.

OBEZİTE (ŞİŞMANLIK)

OBEZİTE (ŞİŞMANLIK)

Obezite, ciddi, yaygın ve tedavisi güç bir sağlık problemidir. Günümüzde en önemli sağlık sorunları arasında obezite birinci sırayı almaktadır. Obez veya aşırı kilolu kişiler, diabet, hipertansiyon, dislipidemi, yağlı karaciğer ve polikistik over sendromu gibi birçok tıbbi problem açısından risk taşımaktadır.
 

OBEZİTE (ŞİŞMANLIK)

Obezite, ciddi, yaygın ve tedavisi güç bir sağlık problemidir. Günümüzde en önemli sağlık sorunları arasında obezite birinci sırayı almaktadır. Obez veya aşırı kilolu kişiler, diabet, hipertansiyon, dislipidemi, yağlı karaciğer ve polikistik over sendromu gibi birçok tıbbi problem açısından risk taşımaktadır.
Obezitenin klasik tedavisi, diyet kısıtlaması, fiziksel aktivitenin düzenlenmesi, davranış tedavisi, cerrahi yöntemler veya bunların herhangi birinin kombinasyonu kullanılarak yapılır. Obezite tedavisinin maliyeti ve obezite ile ilişkili hastalıkların tedavi giderleri, birçok ülkenin genel sağlık giderleri açısından önemli bir yekün tutmaktadır. Ayrıca cerrahi müdahaleler ve ilaç tedavisi birçok insanı, olabilecek yan etkileri açısından tedirgin etmektedir. Bunun yanında diyet kısıtlaması ve fiziksel aktivitenin düzenlenmesi bile bazı kişilerde olumsuz fizyolojik değişiklikler ortaya çıkarabilir. Bu nedenle obezitenin tedavisinde yeni yöntemler oldukça rağbet görmektedir.

Yapılan araştırmalarda son yirmi yılda Türk insanının giderek daha fazla şişmanladığı tespit edilmiştir. Her yüz kişiden otuzu obezdir.

Bir tanımlama yapmak gerekirse kısaca obezite, kişinin kilosunun olması gereken değerlerin çok üstünde olmasıdır. Veya başka bir ifade ile, beden yağ oranının yağsız kısma göre aşırı bir artış göstermesidir.

Obezitenin sınıflandırılmasında en çok BMI( body mass index) kullanılır. BMI, kişinin kilosunun, boyunun metre olarak ölçüm değerinin karesine bölünmesi ile bulunur.
 
Eğer kişinin BMI’si

  • 18.5 un altında ise zayıf,
  • 18.5 ile 24.9 arasında ise normal,
  • 25 ile 29.9 arasında ise kilolu,
  • 30 ile 34.9 arasında ise klas I obez,
  • 35 ile 39.9 arsında ise klas II obez,
  • 40 ın üzerinde ise klas IV veya morbit obez olarak kabul edilir.

Obezitenin değerlendirilmesinde kullanılan diğer bir yöntem de bel çevresinin, kalça çevresine olan orandır. Bu daha çok obezitenin santral mı yoksa periferik mi olduğunu ayırmada kullanılır. Obezitenin metabolik komplikasyonları açısından, yağ dokusunun iç organlarda toplandığı tipi daha fazla risk taşımaktadır. Buna karşın yağ dokusunun cilt altında toplandığı tipin daha benign(iyi huylu) olduğu kabul edilmektedir.

Bundan 30–40 yıl önce şişman olmak zengin olmakla eşdeğer olarak algılanırdı. Ancak bu günlerde şişmanların normal kilodaki insanlara göre çok daha sık hastalanması, şişman hastaların tedavilerinin daha zor olması, tedavi sürelerinin daha uzun olması, şişmanların hareketlerindeki kısıtlılık algıyı değiştirdi.

Günümüzde şişmanlık ya da obezite, kişi, toplum ve devlet düzeyinde ciddi sağlık sorunu olarak kabul edilmektedir. Obezitenin önlenmesi konusunda sağlık bakanlığı politikalar geliştirmektedir.

Anadolu da aşırı şişman kişiye rastlamak çok çok azdı. Şu anda köylerde dahi obez (şişman) insan sayısı hızla artmaktadır. Şehirlerimizde durum daha ciddi boyuttadır. Buna neden olarak geleneksel mutfağımızdan uzaklaşarak, hazır abur cubur gıdalarla (içeriği ne olduğu belli olmayan) beslenme gösterilebilir.

Obezite tüm metabolizmayı ilgilendiren bir hastalıktır. Yani vücudun tamamını, bütün hücrelerini, dokularını, organlarını ve tüm fonksiyonlarını ilgilendirir. Metabolizmanın uyum içinde çalışmasını engeller veya bozar. Hastalıkların habercisidir ve hastalıkların daha kolay oluşmasına zemin hazırlar. Örnek vermek gerekirse şeker, kalp, damar ve hormonal hastalıklar şişmanlarda daha fazla görülmektedir.

Sağlıklı olmanın, sağlıklı bir hayat sürmenin ilk kuralı normal kiloda (normal standartlar içinde) olmaktır. Bunu sağlamanın yolu nasıl besleneceğimizi, neleri yiyip içeceğimizi ve nasıl yaşamamız gerektiğini bilmekten geçer.

O HALDE NEDEN KİLO ALIRIZ?

Tüm canlılarda olduğu gibi, insan da yaşaması için gerekli olan enerjiyi besinlerden alır. İhtiyaç olan enerjinin miktarı kişinin yaşına, cinsiyetine, yaptığı işin mahiyetine göre değişir. Ortalama olarak bir kişinin günlük 2000-2500 kalorilik bir besin alması gerekir. Yapılan işin mahiyetine gore, kişinin günlük enerji ihtiyacı artabilir ya da azalabilir. Fiziksel güç gerektiren işte çalışanlar daha fazla enerjiye ihtiyaç duyarken, masa başında oturan kişiler daha az enerji kullanır.

Besinlerden aldığımız enerji vücudun kullandığı enerjiden fazla ise, enerji insülin yardımı ile karaciğerde ve yağ dokusunda trigliserit olarak yağa çevrilir ve depo edilir. Büyük çoğunluğu yağ dokularında, az bir kısmı karaciğerde birikir. Karaciğerdeki yağ yemekten 2-3 saat sonra tekrar bir şeyler yenmezse glukagon hormonu tarafından enerjiye çevrilerek kullanılır.

Diğer taraftan dokularda yağlar depo edildikçe kişi kilo almaya devam eder, sonunda obezite denilen metabolik hastalık oluşur.

BESİNLERLE ALINAN ENERJİYİ VÜCUT NASIL KULLANILIR ?

Vücut için gerekli enerji miktarı: Bazal metabolizma, vücudun tam istirahat durumunda (uykuda) tüm fonksiyonları için gerekli olan enerji miktarı) + yenen gıdaların sindirimleri için kullanilan enerji miktarı+ fiziksel aktivitede kullanılan enerji miktarının toplamıdır. Eğer besinlerle aldığımız enerji yukarıda hesaplanandan fazla ise (yani fazla yemek yeniyor ise) obezite oluşur.

NASIL BESLENMELİYİZ ?

Beslenmeyi karın doyurmak, açlığı bastırmak, canının çektiği şeyleri yemek veya içmek olarak da algılamamak lazım. Gelişi güzel yiyip, içmek hastalığa davetiye çıkarmak anlamına gelir. 

Beslenme yaradılış fıtratına (doğasına) uygun olmalıdır. Bu ifadeyi açacak olursak; Her canlı türünün hangi tip gıdalarla besleneceği yaradılışdan planlanmıştır. Yani yaşayan canlı türleri ne yiyeceğini bilir ve besinlerini seçerek yer. Canlıların bir kısmı otculdur ve otla (inek gibi) beslenir, bir kısmı etçildir (kurt gibi ) ve etle beslenir. Bir kısmı da belirli oranlarda hem etcil hem de otculdur (insanoğlu gibi). Bir kısmı böcekçil, bir kısmı kemirgendir vs.

Doğal hayatta yaşayan canlılar yiyeceklerini içgüdüleri ile arar bulurlar, yani fitratlarına göre beslenirler. Çünkü sindirim sistemleri bu besinleri sindirmeye göre planlanmış, programlanmıştır. Bu nedenle insanoğlu da hangi besinlerle beslenmesini bilmek zorundadır.

Yediğimiz gıdalar doğal olmalı, sağlıklı olmalı, içerdiği besinler açısından yeterli ve dengeli olmalıdır. Rafi’ne edilmiş (un, şeker, süt vb.) ve hazır gıdalardan ve ürünlerinden uzak durmak gereklidir. Yediğimiz besinler vücudumuz tarafından iyi tolere edilebilmelidir. Herhangi bir besin, bir kişide rahatsızlık vermezken, bir başkasında allerji ya da intolerasa neden olabilir ve sonuçta hastalık oluşur. Süt, yumurta buna iyi bir örnektir. Çoğu kişinin süte allerjisi vardır, ancak farkında değildir. Yumurtaya da aynı şekilde allerji olabilir. Bu tip besinlerle uzun süre beslenmek gelecekte birçok hastalığa kapıyı açmaktır.

Obeziteyi oluşturan sebep, sadece çok yemek değildir. Asıl önemli olan dengesiz ve sağlıksız beslenmedir. Daha ziyade tek tip beslenmedir. Düşük değerli karbonhidratlarla fazlaca şekerli ve nisastalı abur cubur denen beslenme buna iyi bir örnekdir.

OBEZİTENİN TEŞHİS VE TEDAVİSİ

Sonuçta, eğer kişi dengesiz ve sağlıksız beslenmesinin yanı sıra, kendi fıtratına (doğasına) uygun beslenmezse, diğer birçok hastalık gibi obezite ile karşı karşıya kalır. Burada asıl yapılması gereken, kişinin vücudu için hangi gıdaların uygun olduğunu, hangilerinin uygun olmadığının belirlenmesidir. Bu tamamen bireysel bir durumdur.

Daha önce obezite nedeni ile birçok hekime veya diyetisyene gitmiş, kilo vermek için birçok yöntemi denemiş, ancak sonuç alamamış hastalar, kliniğimize başvuran asıl hasta grubunu oluşturmaktadır.

Kliniğimizde obezitenin tedavisinde diğer merkezlerden farklı olarak ne yapılmaktadır ? Obezitenin tedavisinde elbetteki dengeli ve düzenli beslenmenin yanı sıra yeterli fiziksel aktivite yapılması çok önemlidir. Ancak burada gözden kaçan çok önemli bir konu var ki o da kişinin kendi fıtratına(doğasına) uygun olmayan gıdaların tespit edilmesi ve bunların kişinin beslenme alışkanlığından tamamen çıkarılmasıdır. Aksi takdirde ne kadar kilo verilirse verilsin, bu gıdaların yeniden tüketilmeye başlanması, kişinin eski kilolarına dönmesine neden olur. İşte bu nedenle kliniğimize obezite nedeni ile başvuran hastalara öncelikle detaylı bir anamnez(hikaye)ve fizik muayeneden sonra tüm dünyada halen kullanılmakta olan biyorezonans yöntemi ile bazı testler yapılmakta. Bu testlerin sonucuna göre hastalara herhangi bir ilaç vermeksizin beslenme profilleri çıkarılmakta ve bazı uygulamalar yapılmaktadır. Bu uygulamalar her hastaya özeldir 

” DOĞRU TESPİT, DOĞRU TEŞHİS; DOĞRU TEDAVİYE GÖTÜRÜR”

KLİNİĞİMİZDE YAPILAN BİYOREZONANS TESTLERİ

  1. Kompriensiv test: Genel tarama testidir ve hastanın genel durumu hakkında bilgi verir. Her hastaya uygulanır.
  2. Gıda intolerans testi: En önemli testlerdendir. Hastanın hangi gıdalar intoleransı olduğunu tespit eden testtir.
  3. Allerji profil testi: Hastanın neye karsı allerjisi olduğunu belirleyen testtir.
  4. Bağırsak flora testi : Bütün hastalıklarda bağırsak florası hastalığın oluşmasında asıl etkendir. Bu test ile kişinin bağırsak florası değerlendirilmektedir. Her hastalıkta değerlendirilen bir testtir.
  5. Ağır metal testi:Vücuttaki ağır metalleri tespit eden testtir. Ağır metaller, bağırsak florasının bozulmasında etkendir (toksik etki yapar), Hormon salgılayan glandlarda(bezlerde) birikerek bezlerin işlevini bozarak hastalığa sebep oluşturur. Sinir sistemi , (yağ dokusu) beyin, omirilik, periferik sinir sistemi dokularında birikirek hastalık oluşturur.
  6. Hormon testi: En önemli testlerdendir, hormonlar vücudumuzu idare eden gizli patronlardır. Çoğu hastalıkta azlığı veya çokluğu ile işin içindedir.
  7. Nörotransmitter testi: Vücuttaki seratonin, histamin, dopamine vs. nin düzeylerine bakılır. Allerjik hastalıklarda (ektopik dermatit, alerji , ürtiker vs), nörolojik hastalıklarda, (parkinson vs.), psikolojik hastalıklarda (şizofren, depresyon, panik atak, anksiyete vs), başağrılarında (migren vs.), tanı değeri çok yüksektir.
  8. Emosyonel test : Bazı hastalıkların sebebi yaşanan duygusal değişimlerdir.
  9. Toksin testi : Vücudumuza herhangi bir yolla giren toksinleri tespit etmede bu testi kullanırız. Toksinler daha çok solunum yoluyla alınır. Bunlar arasınsda, kimyasal toksinler, radyoaktivite, elektriksel stress sayılabilir.
  10. PH testi : Vücudun pH sını belirleyen bir testtir, oldukça önemlidir. Vücudumuz normal pH nın dışına çıktığı zaman hastalıklar ortaya çıkar.
  11. EGZERSİZ TESTİ;Obez olan hastanın sağlığını bozmadan ideal kiloya ulaşmasını sağlayan eğzersizi belirleyen testtir. (Haftada kaç gün,kaç saat ve hangi egzersizi ,hangi yoğunlukta yapacağını belirleyen testtir.) 
     

Yukarıdaki testlerle hastalık etken ve etkenleri tespit edilir. Elde edilen veriler neticesinde HER HASTAYA ÖZEL tedavi protokolleri oluşturulur. Kliniğimizde ayrıca Acugraph cihazı kullanılarak, Çin tıbbı açısından değerlendirme yapılmaktadır. Bu cihaz vücudumuzda bulunan meridyenlerde dolaşan enerjideki eksiklik ve fazlalıkları tespit etmekte ve bunların düzeltilmesine yönelik akupunktur reçeteleri vermektedir.

Bu yöntemde acugraph ile kişinin vücudundaki belrili noktalar üzerinde elektriksel ölçümler yapılmakta, daha sonra elde edilen sonuca göre bu noktalara (akupunktur noktaları) özel olarak üretilmiş tek kullanımlık iğneler yerleştirilmektedir. Bu iğneler belirli bir süre kaldıktan sonra çıkarılır. Yine benzer bir şekilde uzak doğu tıbbına göre her insanın kulağında bulunan akupunktur noktalarına kalıcı iğneler takılmaktadır.

Her iki yöntem birlikte kullanılarak, obez kişilerin vücutlarındaki bozulmuş olan enerji dengesi( yin/yang) düzeltilerek hastalık tedavi edilmektedir. Ayrıca akupunktur uygulaması, verilecek beslenme reçetelerine hastanın daha iyi uyum sağlamasını (tokluk hissi vererek) ve metabolizmayı hızlandırarak kolay kilo vermesini sağlayarak yardımcı olur.

Biyorezonans tedavi yöntemi kişinin ile kişinin iştahı baskı altına alınabilir. Vücut için zararlı olan alışkanlık yapmış yiyeceklere karşı istek azaltılır. Detoks yöntemi ile zararlı maddeler vücuttan uzaklaştırlır. Hem Biorezonans hem de Akupunktur tedavisinin birlikte yapılması ile, vücudun kendi kendini tedavi etme yeteneği ortaya çıkarılarak, herhangi bir sorun çıkmadan, hastanın sağlıklı bir şekilde kilo vermesi sağlanır.

KLİNİĞİMİZDE TEDAVİ SÜRECİ

Kliniğimize başvuran hastaların ilk olarak detaylı bir hastalık öyküsü alınır. Fiziki muayenesi yapılır. Daha sonra Biyorezonans test yöntemleriyle hastalığa sebep olan etkenler tespit edilir. Bu uygulamalar her hastaya ve her hastalığa özeldir.

KLİNİĞİMİZDE UYGULANAN TESTLER

Tedavi yapılması gerekliliği oluştuğunda artık hastaya bazı testler yapılmalıdır. Bu testler arasında:

  • Gıda Testi; Yapılan bu testler ile vücudun tolere edemediği, zararlı olan maddelerin hastalar için yapılan diyetten çıkarılması söz konusudur.
  • Hormon Testi: Hastalığa neden olan hormonlarında araştırılması gereklidir. Çünkü eksik kalan vitamin ve minerallerin dışarıdan takviye edilmesi gereklidir.
  • Bağırsak Florası Testi: yapılan bu test ile gastrointestinal sistemine ait fonksiyonlar değerlendirilecektir. Şişkinlik, diyare, geğirme, yanma gibi şikâyetlerde bu testler tedavilerde kullanılmaktadır. Bu testlerde bozukluk var ise tedavinin başarıya ulaşması zor olacaktır.
  • Ağır Metal Testi: Vücutta ağır metaller bulunabilir. Bu test ile tespit edilebiliyor. Sonrasında çelesyon ve detox yolları bu şekilde tedavi edilebilir.
  • Toksit Madde Testi: Vücudumuzda sindirim, deri yolu, solunum yolları ile çeşitli toksikler birikebilir. Bunların yaptıkları birikim vücut içerisinde bazı fonksiyonların çalışmasını engelleyecektir. Belirlenen bu sorunlar detox yöntemleri ile vücuttan temizlenbiliuor.
  • PH Testi: Hastalarda mezenkim dokusunun PH düzeyini belirler. Normal PH değerlerine gelmesi sağlanacaktır.

Tüm bu testlerle hastalıkların etkenleri tespit edilir. Elde edilen sonuçlarla hastalara özel olarak tedavi seçenekleri uygulanır. Özellikle vücut için zararlı olan gıdanın diyetten çıkarılması gereklidir. Tedavide gerekli olan ve eksik kalan mineral, vitamin desteğinin sağlanması ile birlikte de gerekli düzenlemeler yapılır. Bunların yanı sıra toksik olan maddeler detox yöntemleri ve çelesyon ile vücuttan temizlenmektedir.

Bu tedavi yöntemlerinin yanı sıra ACUGRAPH cihazı da kullanılmaktadır. Bu cihaz hastaları Çin tıbbı açısından değerlendirmektedir. Vücut içerisinde klinik testlerle yapılan tetkiklerde bulunan eksikler, bu cihaz ile yapıldığında enerji eksikliği olarak değerlendirilmektedir. Bu değerlendirmelere göre de çeşitli akupunktur tedavileri yapılmaktadır. Tek kullanımlık iğnelerle yapılan tedavilerde de alerjik hastalıklarda etkili sonuçlar alınabilmektedir.

TÜM TEDAVİLERİMİZ

AKUPUNKTUR TEDAVİSİ, ALERJİK HASTALIKLARIN TEDAVİSİ, ASTIM HASTALIĞI TEDAVİSİ, BAĞIRSAK MANTARLARI TEDAVİSİ, BİOREZONANS İLE TEŞHİS VE TEDAVİ, DEPRESYON TEDAVİSİ, DİSBİYOZİS (DİSBİOTA) TEDAVİSİ, EGZAMA TEDAVİSİ, FİBROMYALJİ TEDAVİSİ, GIDA İNTOLERANSI TEDAVİSİ, KRONİK YORGUNLUK TEDAVİSİ, KABIZLIK TEŞHİS VE TEDAVİSİ, MİGREN TEDAVİSİ, OBEZİTE (ŞİŞMANLIK) TEDAVİSİ, PANİK ATAK TEDAVİSİ, SEDEF HASTALIĞI TEDAVİSİ, SİGARAYI BAĞIMLILIĞI VE TEDAVİSİ, SÜLÜK TEDAVİSİ

Sağlık sorunlarınız hakkında uzmanlarımızdan yardım alın. Sorunuzu iletmeden önce lütfen E-Posta adresinizi doğru yazınız. Uzmanlarımızın cevapları size E-Posta adresiniz üzerinden iletilecektir

DOKTORUNUZA SORUN
Lütfen adınızı yazınız.
Lütfen soyadınızı yazınız.
Lütfen size ulaşabileceğimiz bir telefon numarası yazınız.
Lütfen size ulaşabileceğimiz e-posta adresinizi yazınız.
Mesajınızın konusunu seçiniz.
Bize ulaştırmak istediğiniz sorunuzu yazınız.

İLAÇSIZ TEDAVİ MERKEZİ

MERAK ETTİKLERİNİZ

ŞİFAHANE, İLAÇSIZ TEDAVİ MERKEZİ MERKEZİ

HAKKIMIZDA

ŞİFAHANE

Şifahane, İlaçsız Tedavi Merkezi uzman akademik kadrosu, ileri tıbbi donanımı ile Türkiye'nin özel sağlık kompleksidir.

BASINDAN

HABERLER

Şifahane, Sağlıklı Yaşam Merkezi, Alanya hakkında şimdiye kadar basında yer alan haberleri BASINDAN sayfası altında bulabilirsiniz.

SİZE ÖZEL

SAĞLIK REHBERİ

Tüm Hastalıklar Hakkında Bilgi, Sağlık Makaleri, Doktora Sorulmuş Sorular ve Sağlık Ansiklopedisi İçin Tıklayın.

İletişim

Şifahane, İlaçsız Tedavi Merkezi

Saray Mah. Hoca Ahmet Yasevi Cad.
Ustalıoğlu Sok. Saliha Hüseyin Zamanoğlu Apt.
No: 16/A / Alanya, Antalya - TÜRKİYE

Email: [email protected]

Detaylı bilgi ve randevu için:

Şifahane, Çalışma Saatlerimiz:

Pazartesi - Cuma: 10:00 - 17:00

Alanya, Sağlıklı Yaşam Merkezi:

Saray Mahallesi | Hoca Ahmet Yasevi Caddesi | Ustalıoğlu Sokak | Saliha Hüseyin Zamanoğlu Apartmanı | No: 16/A | Alanya | Antalya | 07400 | Türkiye